Ebru’nun Yolculuğu…

teşekkürler hayat...

teşekkürler hayat…

Sevgili okurlarımız,

Bugün sizlerle, yine hem sevinç hem de duygularımla karışık bir takım arkadaşımın www.citymersin.com adresinde yayınlanan yazısını paylaşacağım. Kendisinin bir nevi yeniden doğuş öyküsünü anlatmaya başlayan sevgili Ebru, bu yolculuğundan benden ve birlikte çalıştığımız süreçten de bahsetmiş…

Kendisiyle ikinci tanışmamızda (ilk tanışmamızı saymıyorum) harika ve genç bir metabolizması olduğuna şahit oldum, özgür ruhlu ve dışa dönük bir kişiliği vardı, üstelik işinin en iyisi olan Diyetisyen hocalarımızla çalışmıştı… Ancak içinde “düğüm” diyebileceğimiz ve onu başarıdan alıkoyan bir eksiklik söz konusuydu. Buna disiplin de diyebilirsiniz, motivasyon da diyebilirsiniz ya da bir süreci içine sindirmek de diyebilirsiniz… işte bizim yollarımız bu anlamda kesişti… Bedenine olan borcunun basitçe zayıflamak değil, bir alışkanlık devriminden geçtiğini keşfetmemiz ve bunun meyvelerini alışımız gerçekten harika bir hikayenin başlangıcı oldu… Kısacası biz sadece 2 ayda 15 kg’dan arınmadık… Biz bir kıvılcımı ateşledik, içindeki irade gücünü, hareketlendikçe çiçeklenen ve cevap veren bahçeyi keşfettik….

Ebru için hazırladığı menülerle bizden desteğini ve ortaklığını esirgemeyen Sn. Dyt. Taylan Kümeli’ye de yeri gelmişken teşekkür ederiz.

İşte Ebru’nun kaleminden bizim hikayemiz… Pek çoğumuzun hikayesi…

“Çook cok uzun zaman olmuştu, kendimi ihmal edeli, unutalı. Karar vermiştim artık daha fazla geç olmadan biryerlerden başlamam gerekiyordu. İlk önce arınarak başlamalıydım, arınmalıydım beni yoran, hırpalayan üstümde ki tüm fazlalıklardan, etrafımdaki negatif ve samimi olmayan tum maskeli insanlardan. Arınmalıydım ki huzuru yakalayabilmeli ve kendime kavuşabilmeliydim. Yavaş yavaş acele etmeden…

Yıllarca ne çok uğraşmıştım birşeyleri değistirmeye, anlatmaya, düzeltmeye. Ne cok yormuştum, ne cok hırpalamıştım, ne cok ihmal etmiştim kendimi. Boğuldukca kalabalığın içinde, kaybettikçe kendimi, unuttukça değerimi, umursamazca biriktirmiştim de üstümde kiloları. Gün be gün, azar azar ama çoğalarak artmıştı onlar da. Artık tüm fazlalıklarla vedalaşma, onlardan da arınma zamanı gelmişti.

Hayatımın İlk ve en önemli devrimini, 2 sene önce, öylesine bir Eylül gününde, birden bire ve cok şükür başıma da henüz birşey gelmeden gerçekleştirebilmiştim. 20 yıldır içmediğim, nerdeyse yediğim, sigarayı aniden bırakarak yapabilmiştim bunu. Hani son bir veda sigarası derler ya, onu bile içmeden. Varlığıni bile unuttuğum irademle başarmıştım…” Vaay be” dedim “meğer benim de bir iradem varmış” İşte o zaman gördüm ve hatırladım içimdeki gücü. Öyle büyük, öyle güçlüydü ki, kendimi kaybettiğim yıllar boyu diplere ite ite unuttuğum gücüm, artık günyüzüne çıkmış ve bana neler yapabileceğimi hatırlatmıştı. Üstelik tonlarca sıkıntıyı, üzüntüyü de yaşarken başarabilmiştik bunu. İçimde ki gücüm ile ben buluşmuştuk yeniden…e tabii bu sefer sigara yemek yerine başka şeyler yemek gerekti, yedikçe de yedim…yine olsa yine yerim mutluluğu öyle yakalayabildim, sigaranın eksikliğini öyle kapatabildim kendimce. Sonunda 12 kilo da ordan geldi, vermem gereken onlarca kilo zaten üstümde varken hem de. Ama helal olsun dedim yine de içimde ki gücü gördüm yaa herseye bedeldi, artık yapamayacağım bir sey yoktu…

Ancak…

Birgün, birde baktım ki azar azar, umursamazca aldığım o kilolar almis başını gidiyor, dile kolay 90 kg olmuşum… Tartının üstünde o rakamı  gördüğüm an içimdeki gücün de sesini yeniden duydum “yeter artık ebru yeter, kendine gel, tünelin sonundasın, ilerisi zifiri karanlık, marş marş geriye dööön”  dedi bana. Ve ben iste o gün karar verdim kendimin elinden tutmaya, başkasına değil artık kendime yardım etmeye ve kendimle yeniden barışmaya. Diyetisyenle başladım ilk önce ama ne kadar sevdiğim, güvendiğim bir insan olsa da zaman geçiyor ve ben sonuç alamıyordum. Daha itekleyici, daha zorlayıcı ve daha sahip çıkacak bir güce, elimi sıkı sıkıya tutacak bir sisteme ihtiyacım vardı. Biliyordum kim oldugunu, ancak birkaç ay öncesinde henüz kendimle bu kadar barışık değilken kısa suren bir birlikteliğimiz olmuş ve benim disiplinsizliğim nedeniyle anlaşamayıp yollarımızı ayırmıştık. Aradım hiç gocunmadan ama ürkerek, rica ettim elimi tut, bana sahip çık dedim canım dostum sevgili Elif Ezgi Uzmansel’ime, güvendi bana ve öyle sıkı tuttu ki elimi, bir daha hic bırakmadı…

….devamını buradan okumaya devam edebilirsiniz.”

İçtenliği ve kendisiyle vazgeçmeden mücadele ettiği için Ebru’ya bütün kalbimle teşekkür ederim. Ayrıca yazın yolculuğunda da başarılar dilerim. Kendisinin de dediği gibi “insan yazdıkça iyileşir…”

Herkese sevgilerimle

Elif Ezgi Uzmansel

ezgikoroglu@gmail.com